mercredi 9 mai 2007

Türkiye yeni "stratejik ortak" arayışında!!!

http://turkishgazete.com/yazarlar/detail.asp?iData=310&iCat=683&iChannel=20&nChannel=Yazarlar
by Ali Koçak

2003 yılı öncesi Irak`ta, merkezi hükümete karşı Kürtlerin kullanılması, hem Amerika`nın hem de Türkiye`nin, amaçları farklı olmakla birlikte, ortak menfaatlerini koruyordu.
Amerika, körfezdeki çıkarlarını korumak için, Kuzey Irak`taki Kürt grupları destekleyerek, Irak hükümetinin gücünü kısmi olarak kuzey`e yönlendirip zayıflatmıştır.
Aynı zamanda, Irak hükümeti kuzey bölgesine saldırarak, bölgedeki Kürt gruplara göz dağı vermiştir. Bu durum da, Türkiye`nin menfaatlerine hizmet etmiş oluyordu. Zira Türkiye, Irak`taki Kürt grupları koruyarak, PKK`nın Kuzey Irak`taki faaliyetlerini engellemek istiyordu.
Amerika Irak`a saldırmaya hazırlanırken, Türkiye`nin yanlış stratejiler ürettiği bir gerçek. Türkiye`nin, planlamış olduğu stratejiye göre, kendi desteği olmadan Amerika’nın Irak`a girişi gerçekleşemeyecekti. Ancak bu doğru olmadı.
Ve, bölgedeki dengeler tamamen değişti, ortaya çıkan yeni tabloda Türkiye`nin yeri belirsiz ve milli menfaatleri tehdit altına girmiş oldu.

Netice olarak, Irak hükümetinin gücü tamamen yok edildi, ve Kuzey Irak`taki Kürt gruplar güçlü hale getirilmiş oldu.

Yeni oluşan bu tabloda, böyle bir gücün varlığı, Amerika`nın bölgede oynayacağı önemli kartlardan biri olacaktır.
Zira, Amerika bölgedeki dengeleri elinde tutmak için bu kartı oynayacaktır.
Amerika`nın Türkiye`ye baskı uygulaması için elinde iki önemli kartı bulunuyor. Birincisi, Ermeni meselesi kartı; bu kartı Amerika, her zaman siyasi tehdit kozu olarak kullanacaktır. İkinci kart ise, Kuzey Irak`ta güçlendirmeye çalıştığı Kürt kartıdır, bu kartı da askeri tehdit olarak kullanacaktır.

Bu kartları kullanarak Amerika, hiç bir zaman Türkiye`nin çökmesine çalışmayacaktır; fakat, sadece Türkiye`nin 250 gram kalması için elindeki kartları ustaca oynayacaktır.
Olaylara Türkiye açısından bakacak olursak, Irak merkezi hükümetinin ortadan kalkmasının pek yararlı olmadığını görürüz. Zira Kürtleri tehdit eden unsur ortadan kalkmış ve Türkiye`nin bölgeyi korumasına gerek kalmayarak denklemin tam ters dönmesine neden olmuştur.
Kuzey Irak`taki Kürt gruplar, artık PKK`ya karşı olmak yerine, destek vermeye başladılar ve bu durum da Türkiye için bir tehdit oluşturmaya başladı.

Bu yeni denklemde, Türkiye`nin dengeleri alt üst olması nedeniyle, Türkiye yeni kartlar aramak zorunda kaldı.
En uygu olanı da Türkmen kartı bulunuyordu!

Fakat, bu kartı oynamak için biraz geç kalınmış sayılırdı; zira Türkmen`ler lidersizlikten ve 30 yıl Saddam`ın baskı ve eritme politikaları sonucunda yıpranmış ve dağılmış vaziyettelerdi.
Türkiye, bu durumu toparlamaya çalıştı; ancak Irak`taki olaylar o kadar hızla gelişti ki kısa sürede toparlamak zor olacaktı. Üstelik, memur gibi çalışan ve toparlayıcı özelliği olmayan kişileri başa getirerek, Türkmen`lerin dağılmasını daha da artırdı.
Uzun yıllar baskı ve eritme politikalarına maruz kalan bir toplumu, liderliğe hazır olmayan kişilerle kısa vade de toparlamak zor olacaktı.

Türkmenler arasında, Türkiye`nin askeri güç olarak kullanabileceği, en fazla Telafer`de yaşayan Türkmenler görünüyordu; zira Telafer halkı daha fazla aşiret yapısında olarak çabuk birliği sağlayacaktı.

Bu durumun farkında olan Kuzey Irak yönetimi her vesileye baş vurarak (Sünni – Şii çatışmaları yaratmak gibi) Telafer kalesini yıkmaya çalıştı ve çalışmaya devam ediyor.
Son günlerde, ekonomik bağımlılık sağlamak için Telafer halkının maaşlarını ve ekonomisini, Maliki hükümetiyle anlaşarak Dahok`a bağladılar.

Bu olanlar karşısında Türkiye çaresiz kaldı ve yaptırımı olmayan kuru tehditler ve zayıf yaklaşımlar, bölgedeki Kürt grupları daha da cesaretlendirdi.
Amerika`yla yaşanan bu “stratejik ortaklık’’ zedelenmesinden dolayı, Türkiye`nin başka taraflara kayması kaçınılmaz gözüküyor!

Avrupa Birliği ile yaşanan durumlar artık Türk insanının gururuna dokunur hale geldi. Bu durumun Türkiye için ne kadar üzücü olduğunu, Washington`da katılmış olduğum bir konferansta, Amerikalı bir Profesör, salonda bulunan Türk yetkililere, bir benzetme yaparak anlatmaya çalıştı:
“Türkler benim dostumdur, ancak dost acı söyler’’ diyerek şöyle devam etti
“Halinizin neye benzediğini biliyormusunuz? Lisede bir öğrenci, futbol takımına girmek ister ancak takım hocası bahaneler yaratarak girmemesi için bir sürü zorluklar çıkartır.
Bir gün ayakkabısını, ertesi gün gömleğini daha sonra tavrını bahane eder. Ancak Genç öğrenci bütün bu bahanelere rağmen direnir ve hocanın isteklerini yerine getirmeye çalışır. Sonunda hoca gence der ki, yaptıkların tamam, ama ancak beni kız kardeşinle tanıştırırsan seni takıma alırım...
Genç çocuk, takıma girmek için o kadar isteklidir ki, hocanın bu isteğini de yerine getirir; buna rağmen hoca genç çocuğa, kusura bakma bu yılki takımımız tamamlandı, seneye tekrar gel diyerek geri gönderir’’

Bu olaylar, artık Türk halkını rahatsız etmeye ve giderek Türkiye`nin bu kulupte yerinin olmadığını düşündürmeye başladı. Silahlı Kuvvetler bile son açıklamaları yaparken Avrupa Birliği`ni pek önemsemeyerek, durumdan rahatsız olduğunu bir nebze ifade etti.
Ortaya çıkan bu dengesizlikler, Türkiye`yi yeni stratejik ortaklık arayışına girmesini zorlamıştır.
Görünen o ki, Türk Dünyası Birliğ`ini oluşturarak ve birliğe Pakistan`ı katarak Rusya`ya da yaklaşmış olacaktır. Nitekim, Türk Dünyası toplantısının Azerbaycan`da yapılması ve Cumhurbaşkanı Sezer`in Pakistan ve Afganistan liderlerini bir araya getirmede çaba göstermesi Türkiye`nin bu yöne eğliminin belirtisi olabilir.

Türkiye ile Amerika, uzun yıllar çok önemli stratejik ortaklıklar ve dostluklar yapmışlardır, dolayısıyla Amerika da Türk Dünyası Birliği`nin oluşmasına destek çıkarak bu birliğe ortak olmalıdır. Nitekim geleceğin dengesi Çin`e doğru kayacağı ve hatta Çin`in Amerika ile rekabet edeceği kaçınılmaz bir gerçek haline gelmiştir. Bunun için, Amerika mutlaka bölgede oluşacak yeni bir birlikle hareket etmelidir.

Amerika`nın Kürt kartını Türkiye`ye karşı yanlış bir şekilde oynaması, Türkiye ile karşılıklı olan ilişkileri ve menfaatlerine zarar vereceği gibi Kürtlere de hiç bir yarar getirmeyecektir.

Aucun commentaire: