vendredi 6 juin 2008

Kerkük’ü Türkmenler bırakamazlar


Yazan: Sadun KÖPRÜLÜ

Irak Türklerine karşı Saddam döneminde olduğu gibi, bugünde sinsi asimilasyon
Politikası bu defa Kuzey Irak yönetimi peşmergeler tarafından ağır olarak gündemde yer alarak, Erbil, Kerkük Türklerine karşı yeni uygulamalar, planlar tüm yöneyle sürmektedir.

Son günlerde Türkiye Kürtlerle diyalog kurması ve Dışişleri Bakanlığı Irak Özel Masası Temsilcisi Murat Özçelik,, Bugünlerde Kürt peşmergeler ile görüşmesi, Türkmen şehri Kerkük konusunun gündeme gelmesi önem taşarak, Kerkük ile Kürt peşmergelerin açıklama konuşmaları üç milyonun üstünde olan Türkmenleri tedirgin etmiştir, bu dönemde aynı durumda Saddam dönemi gibi Türkmenlerinin ana haklarına karşı hiçbir ağırlık koyulmamıştır, her gün başka baskılar, planlar, etnik milli soykırımlar sürmektedir.

Çünkü Ne kadar Kürt peşmergeler yönetimiyle ilişki kurulursa da dün olduğu gibi, bugünde PKK teröristlerini desteklemek üzere, her türlü lojistik yataklık kuzey Irak peşmergeler tarafından vermektedir.

Kürtlerle olan bu gün bu diyalog Türkmenlerle aynı olarak, onlarında haklarını savunmalı, korumalıdır ve görüş birliği sağlanmakla Türkmen politiksini değerlendirmeli ve desteklemek gerekmektedir.

Saddam döneminde anayasada üçüncü millet olarak yer almayan Türkmenler, bugünde Amerika işgali 9 Nisan 2003 sonra Irak’ın önde gelen kültürlü, efendi, toprak bütünlüğünü savunan milleti olarak ve kurucu unsurlarından olmasına rağmen, ne yazık önemli siyasi, anayasal haklarına kavuşmamdan ana yurtları Kerkük, Erbil, Telafer şehirleri üstünde Kürt yönetimleri tarafından her türlü oyunlar oynanmakla, toraklarına, yerlerine el koyularak, her türlü haksızlıklara maruz kalarak kimsesiz hala düşmektedirler

Saddam Türkmenleri yok saymakla, her türlü bahane uydurarak, baskı işkenceler idamlara kalkarak, Türkiye’den bir parça olduklarından dolayı cezalandırılarak, Bağdat hükümeti ise Türkmen politikasın geliştirmeden hep baskıların sürdürmüşlerdir ve tüm sorunların karşısında yalnız bırakılarak, Saddam’ın eski hatalarını olumsuz olarak bugün Kürtler başarmaktadırlar. Bu gibi haksızlığa karşı Türkmenler şehitler vererek, mücadelelerini kanlarıyla sürdürmek için, başkaları gibi büyük düzeyde yeteneklere sahiptiler ve haklarını savunmak için, kendi milletleri olan Türkiye’nin yanlarına olmasını ve Kerkük konusunun gündemde tutulmasını ve milli mücadelelerine destek verilmesini arzuluyorlar.

Ekim ayında Irak’ta olacak yerel seçimlerin bugün Barzani ve öteki Irak’ı yönetenler tarafından yürütülerek, her taraf bir pazarlık içindedirler, artık bu yerel seçimde Türk şehri Kerkük’ün geleceğini belirlemek istiyorlar referandum yerine eşitlik bulmaya uğraşıyorlar Türkmenler Kerkük’te olduğu gibi Türkmenler Erbil, Musul, Diyala ve Irak’ın birçok yerlerinde ağırlıkta oldukları belli olmasına karşı, Kürt yönetimi Türkmenlerin toprak bölgelerini Kuzey Irak yönetiminin idari coğrafyasına katılmasına tüm yolları denemektedirler, bu gün Irak işgal altında olarak, istikrar ve güvenliği olmadan Türkmenler uğraşarak ve toprak bütünlüğünü savunarak, Kürt yönetimi ise kendi çıkarları için Kerkük petrolünü ele geçirmekle daha fazla pay almak için Kerkük Türkmen şehrini kuzey Irak’a katmaya uğraşmaktadır, tüm bu çıkardan önce, Irak devleti bir istikrara kavuşması daha önemli olarak, Türkmenlerde eşit haklarına sahip olmalarını umudunda yaşamaktadırlar.

Türkmenler Irak’ta üçüncü millet olarak Kerkük, Erbil, Musul, Altunköprü, Tuzhurmatu, Telafer ve Irak’ın Türkmen yoğunluğu olan yerlerde dillerinin resmi dil olarak kullanılması ve eğitim yapılması yanında, ekonomik, ticaret alanında Habur kapıdan yararlanmalı gerekmekle, Ovaköy kapısının açılmasıyla, Türkmenler güçlenmekle yeni projelerini, iş yerlerinin, ticari alanları kurulması ile yeni gelişmeler sağlanmalıdır, Kerkük’te ve tüm Türkmenelinde önemli görevler Türkmenlere dağıtılmalıdır.

Kerkük bir Türkmen bir şehri olarak, Kürtlerin istekleri gibi, yüzde otuz iki değil yüzde 80 oranının üstünde temsil edilmesi doğal bir haklarıdır, ayrıca Kerkük gibi bir Türkmen şehri olan Erbil, Musul ve öteki Türkmen yerlerinde Türkmenler yüzde otuz iki oranda haklar almalı gerekmektedir arak, Kerkük’te önemli görevler Türkmenlere verilmelidir Kerkük Valisinin ve daire müdürleri ayrıca birçok kuruluşların Türkmenler tarafında yürütülerek Türkiye, Amerika, BM ve Avrupa devletleri, insan hakları baskısıyla, Türkmenler önemli doğal haklarına kavuşmalıdırlar, çünkü Türkmenler Irak’ın kurucu unsurlarından olarak azınlık değildiler, Bölgesel Kürt yönetimi Neçirvan Barzani önceki tehditleri ile Mesut Barzani’ni tehditleri hiçbir zaman Türkmenleri milli dava mücadelelerinden, ana haklarsından bıktıramadı, uzaklaşmadı, bu uğurda çok sayıda şehitler vererek haklarını almaya kanlarını, canlarını vermeye ön sırada durmaktadırlar.

Kerkük bir Türkmen şehri olarak, 700 bin Kürt’ün Kerkük’e haksız yere yerleşmesiyle, Kerkük’te iktidarı Türkmen’den başka hiç kimde önce paylaşılmaz, Kerküklü olmayalar hiçbir zaman çözüm getiremezler, önce Kerkük’e yerleşen peşmergeler Kürtler derhal Kerkük’ten çıkmaları gerekir, referanduma 140 maddesine karşı olduğumuz gibi, Türkmenlere verilen yüzde 32 ye karşı olarak, artık geçtiğimiz yıl 6 ay ertelenen referandum tam olarak Aralık ayında gerçekleştirilemedi ve ortadan kalkmıştır, Kerkük’te Türkmenler tüm hakların almak için Türkmenlerin yapmış oldukları boykot Türkmen tüm haklarını elde etmek için şartlarını Celal Talabani, BM ve Amerika’ya bildirmişlerdir, Kerkük yüzde yüz bir Türkmen şehri olarak, Türkmenler tüm haklarını elde etmekleri ile yüzde 32 formülü eğil daha fazlasına sahip olmalarıdır, yüzde 32 yerine yüzde 80 sahip olmaları gerekmektedir.

Neçirvan önceden Türkmen şehri Kerkük’e başka yerlerden yerleşen 700 Kürt peşmergelerin yerlerine dönmelerine karşı durmadan, bir an önce el koydukları Türkmen arazileri, yerlerine geri dönmeleriyle Kerkük’ün özel bir statüye kavuşmasıyla Kerkük’ten Saddam ve sonrası patlama, kaçırma, öldürme olayında yerlerin evlerini bırakan Türkmenler tekrar Türkiye, BM Amerika Avrupa gözetimi altında yerlerine dönmeleriyle doğru yasal seçimler gerçekleşecektir.

Neçirvan düşmancasına besleyen tehdit dolu sözleriyle, Araplarla anlaşmadan konuşarak iktidarı Araplarla paylaşacağını söyleyerek, Kerkük’ün öz be öz sahibi olan Türkmenleri arka plana da tutmaktadırlar.
Neçirvanin hiçi bir hakkı Kerkük’te olmadığını iyi bilmelidir ve iyice düşünmelidir.
Çünkü Kerkük’ün durumu, konusu yalnız Türkmenleri ilgilendirir, Erbil, Musul, Diyala ve onlara bağlı Türkmen köy ilçeleri gibidir. Türkmenler şimdiye kadar Süleymaniye, Dahuk, Zaho, Basra, Selahattin, Bağdat ilgili ile konuşamadılar, ilgilenmediler oralarda hiçbir hak istemediler, onlarda Türkmen Türkmenlere haklar verilsin diye bizler söylemedik, konuşmadık, buna dair Neçirvan Barzani’nin konuşması Türkmenleri ilgilendirmektedir, Kerkük bir Türkmen şehri olarak Neçirvan Kerküklü olmadığı için Kerkük içişlerine katılmasal yasal olmayacaktır, çünkü Kerküklü olmayanlar Kerkük’ün biyografisi, statüsü ilgili hiçte konuşamaz Kerkük Türkmen şehri ne Kürt nede Arap şehri değildir ve hep Türkmen şehri kalacaktır.
Bizler Türkmenler olarak ve Kerkük Türkmen şehrine özel statü isteyerek, Bağdat başkentine bağlanmasıyla, kuzey Irak’a katılmasına karşı durarak, Kerkük’te yaşayanlar Kerkük’ün konusuyla, durumuyla ilgilenmelidirler,
Kerkük’ün demografik yapısı değiştirmeye kalkan Kürt peşmergeler yönetimi referandum yapılacak diye 140 maddesini ortaya atarak önkoşullarda bu maddeye bağlı olan Nüfus sayımı ve normalleştirme ile ilgili bugüne kadar bir gelişme olmadan, Türkmenlerin mal, mülk arazileri ellerine verilmeden ve günümüze kadar Saddam döneminde, Saddam’dan sonra Kerkük’e yerleşen yüz binlerce Araplar ve Kürtler kendi yerlerine dönemeden, nasıl bir seçim, bir sayım olacaktır.
Yüzde 32 paylaşım Türkmen, Arap, Kürt, Hıristiyanlar arasında olacaktır, o zaman bu yönetim paylaşmalar Irak’ın her yerinde bulunan Türkmenleri kapsamalıdır, özellikle Erbil, Musul, Diyala, Selahattin velayetlerinde, her bakımdan Türkmenler Saddam döneminde oldukları gibi, bugünde ana haklarına kavuşmadılar ve birçok durumları çözülemedi.
Bugün baktığımızda tüm Türkmen bölgeleri yanında, Hıristiyanların yaşadıkları bölgelerde Kürt yönetimi eli altında kendi yerleri, toprakları olduklarını bildirmektedirler, bugün kuzeybatıdan başlayarak Dahuk, Erbil ve Süleymaniye, Sincar Telafer, Mahmur, Şirvan Kalesi, Karatepe, Hanekin ve Mandallı, İmadiya, Bakşika, Karakuş, Şihan, Şehraban, Tekif, Hemdaniya, Akra, Beledroz, Şebekler gibi, ayrıca çok sayıda Hıristiyan, Yezidi, topraklarına, yerlerine toplu olarak Kürtleştirmekle, Süleymaniye, Erbil, Dahuk, Musul’a bağlı birçok ilçe köyler baskıyla Kürt peşmergeler yönetimleri bağlanmıştır, Kürtler bir yandan 450 kilometrelik bir alanı İşgalci Amerika yardımı ile Kuzey Irak yönetimine
Katmışlardır.

Böylece Neçirvan Barzani, Berham Salih’in son açıklamasına tehditleri güç ve siyasi otoritenin sonucuyla Türkmen şehrini ele geçirmeleri bir hayal olarak, hiçbir zaman gerçek olamayacaktır,
Kerkük Irak Türklerin anayurdu, gönülleri, başkentleri, milli topraklarıdır, bu topraklar Türk toprakları olarak, onu tüm düşmanlara, hainlere karşı savunacaklardır, son damla kanları kalıncaya kadar, Kerkük ne Saddam tarafından zorla yerleştirilen Araplar, nede Amerika, İsrail tarafından bugüne kadar kullanılan Kürt peşmergelerin olacaktır, bizler Irak Türkleri olarak ölürüz, bir karış, bir parça Kerkük, Türkmeneli topraklarına sahip çıkarak, kanımızla, canımızla bu uğrunda yüzlerce şehitler vererek, milli dava mücadelemizi sürdürerek, hiçbir düşmanlara baş eğmeden milletimizi, topraklarımız, yerlerimizi koruyacağız, koruyacağız.

Aucun commentaire: